TEKNEYLE YAPILAN seyahatlerin sayısı arttıkça yön bulma becerilerinin önemi de arttı. Yön bulma 5000 yıl kadar önce muhtemelen Mısırlılar ve Babillilerin ticaret yolları kurduğu Nil ve Fırat nehirlerinde ortaya çıktı. Mısırlılar ayrıca piramitler gibi büyük yapılar inşa etmede büyük önem taşıyan haritacılığın da öncüsü oldular. Yön bulma ve haritacılık birbirine bağlıdır çünkü her ikisi de açıların ölçülmesi ve uzak mesafelerin hesaplanmasıyla ilgilidir. MÕ yaklaşık 500’den itibaren önce Yunanlar, sonra Araplar ve Hintliler astronomi, geometri ve trigonometri bilimlerinin temellerini attılar; usturlap ve pusula gibi aletler geliştirdiler. Gök cisimlerinin hareketlerini ve açılar ile mesafeler arasındaki ilişkiyi bilen Orta Çağ denizcileri, karadaki işaretlere bakmadan yollarını bulabilecekleri bir enlem ve boylam sistemi oluşturdular. Romalılar doğru ölçümler yapan haritacılık aletlerinin yaygın bir şekilde kullanılmasına öncülük etti ve bu çalışmalara, Rönesans mimarları en önemli haritacılık aletimiz olan teodoliti ekledi.

Mesafe ölçmek için ipler, zincirler, şeritler ve sopalar gibi pek çok şey kullanılmıştır. 1620’lerde Edmund Gunter, arazi parçalarının alanını belirlemek için bu tip bir metal zincir geliştirdi. Zincir 20 m uzunluğundaydı ve 100 halkadan oluşuyordu. Üzerinde düzenli aralıklarla konmuş işaretler vardı.
OKTANT
1730’larda Ingiliz denizci John Hadley, oktantı icat etti. Bu versiyon 1750 yılına aittir. Bu aletler sayesinde gemiciler Güneş’in, Ay’ın ve yıldızların ufuktan yüksekliğini ölçerek, bulundukları enlemi hesaplayabiliyordu.

Oktant
IŞIL IŞIL
Mısır’daki İskenderiye Feneri, yapılan ilk deniz feneri ve antik dünyanın yedi harikasından biridir. MÖ 280-247 yılları arasında yapılan fener, 120 m yüksekliğindeydi. Aynaları, fenerde yakılan dev bir ateşin ışığını açık denizlerde seyreden gemilere yansıtırdı.
YOLUN YARISI
Grafometre, haritacıların kullandığı dereceli bir yarım dairedir. İlk olarak 1597’de Fransız Philippe Danfrie tarafından tarif edilmiştir ve çevre ölçerin öncüsüdür.

Son Yorumlar